NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ
بْنُ يَحْيَى
بْنِ
فَيَّاضٍ قَالَا
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْوَهَّابِ
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ عَنْ
رَجُلٍ عَنْ
مَكْحُولٍ
عَنْ عِرَاكِ
بْنِ مَالِكٍ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لَيْسَ
فِي
الْخَيْلِ وَالرَّقِيقِ
زَكَاةٌ
إِلَّا
زَكَاةُ الْفِطْرِ
فِي
الرَّقِيقِ
Ebû Hureyre (r.a.)'den
rivayet edildiğine göre; Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Kölenin fıtır
sadakası hariç, at ve kölede zekât yoktur."
İzah:
Müslim, zekât;
Dârekutnî Sünen, II, 107, 127; Beyhakî, es-Sünnenii'1-kübrâ, IV, 117.
Bu hadis, at ve kölelerin zekâta tâbi olmadığını
söyleyenlerin delillerinden birisidir. Zekâta tâbi olduğunu söy leyenlere göre
bu hadîsteki "aftan maksat, savaş atıdır. Ebû Zeyd ed-Debûsî,
"el-Esrâr" adlı kitabında şöyle demektedir: "Zeyd b. Sabit, Ebu
Hüreyre'nin rivayet ettiği (1595 no'lu) hadisi duyunca dedi ki:
"Hakikaten
Resûlullah (s.a.v.) böyle buyurmuştur. Bu doğrudur. Fakat bununla Resûlullah
(s.a.v.) gazinin atını kastetmiştir. Böylece müslü-man gazilerin atlarını
zekâttan istisna etmiştir". Ebû Zeyd devamla der ki: "Bu gibi şeyler,
ictihad yoluyla bilinemeyeceğinden dolayı Zeyd'in bu sözünün merfu olduğu -yani
Resûlullah (s.a.v.)'den duyulduğu- sabit olmaktadır."
Ahmed b. Zenceveyh el-Emvâl
adlı eserinde Ali B. Hasan tarikiyle Tavus'un şöyle dediğini rivayet etmiştir:
İbn Abbas'a atın zekâta tâbi olup olmadığını sordum da şöyle dedi: "Allah
yolunda savaşan kişinin atında zekât yoktur."
Ticâret malı olarak
alınıp satılan at ve köleler, âlimlerin ittifakıyle zekâta tâbidir. Yalnız
Zahirîler bu ve bunun gibi hadislerin zahirine göre hükmederek ticâret için
olan at ve kölelerin zekâta tâbi olmadığım söylemişler.
Binek atı ile hizmetçi
kölenin zekâta tabi olmadığı hususunda da ittifak vardır. Diğer at ve köleler
hakkında ihtilâf edilmiştir. İlgili malumat ayrıntılarıyla 1574 no'lu hadisin
açıklamasında verilmiştir.
Bu hadis ayrıca kölenin
fıtır sadakasının verilmesinin vâcib olduğuna delâlet etmektedir. Sadakası
Efendisine vâcibtir. Tafsilatı 1661 no'lu hadiste gelecektir.